Sokakta Şenlik 3 Başlıyor
Sırt çantasını aralıyor. Gitarını, tuvalini, kısa filmini, karakalemlerini, davulunu, maskesini, hayallerini… kısacası evde nesi varsa onu koyuyor. Ve elbette bir dolu umut. Belki biraz da ekmek arası domates peynir. Çünkü uzun bir gün olacak. Uzun üç gün olacak!
İnsana inanan, sanata inanan, ama elbette sokaklara, sokakların gücüne inanan bir sürü genç İstiklal Caddesi’ne doğru yola çıkıyor. Aslında hepsinin sırtında çanta yok. Kimisi de yalınayak. Kendi var ya, yeter. Sokakları mesken tutmaya geliyorlar. Hepsi çantasını ve yüreğini açıp serecek, sonra da “Hadi” diyecekler oradan geçenlere: “Hadi, benimle oyna!”
Genç sanatçıların girişimleri ve Hangar Sanat Derneği’nin desteğiyle gerçekleşen “Sokakta Şenlik” ilk kez 2007’de yapıldı ve bu yıl üç yaşına giriyor! Büyüdükçe daha muzip, daha kıpır kıpır ve daha sevgi dolu... İnsanların sadece izleyici olmasını istemiyor. Çünkü inanıyor ki hepimiz oyunun, sanatın ve elbette sokağın parçasıyız. Kapalı kapılar yok.
Bu yıl hem yurtiçinden hem yurtdışından gelen yüzden fazla sanatçı, 14- 16 Ağustos tarihlerinde İstiklal’i, Tünel ve çevresini dolduracak ama sokakları doldurmak onlara yetmeyecek; kaldırım taşlarının aralarına, duvar çatlaklarına sızacaklar.
14 Ağustos Cuma günü, tüm sanatçıların katılımıyla gerçekleştireceğimiz ve Galatsaray’dan Tünel’e yapacağımız açılış yürüyüşüyle sokakları cümbüşe bulamaya başlıyoruz. Bu yıl başka neler var? Eski kumaşlardan güller yapıp kırmızı güllerden bir halı öreceğiz. Gecenin yarısında yüzlerimizde maskeler, ellerimizde fenerler, bir saksofonun peşinden yürüyeceğiz. Grafitiler çizip, boyalar yapıp, kumaşları kesip biçip sokakları süsleyeceğiz. Bir binanın cephesine yansıyan animasyonlar, hem kendilerini hem de binayı canlandıracak. Tarlabaşı’ndan gelen çocuklar, yetişkinlere taş çıkartırcasına sokağı tiyatroya, resme boyayacak. Video oyunlarından müzik yapacağız. Sokağın ortasında göbek atacağız. Fotoğraf, resim ve tasarım sergilerinin aralarından geçeceğiz, sanatçılarıyla tanışıp sohbet etme şansı bulacağız. Sokaklar duvarsız sahnelere dönecek ve sokak tiyatroları izleyeceğiz. Hatta bir araya gelip biz kendimiz bir sokak gösterisi hazırlayacağız. Toplar çevrilecek. Ateşler üflenirken beraber nefesimizi tutacağız. Atölyelere karışacağız; nasıl maske, ebru, mozaik yapılır diye… Kullanılmış kağıtları geri dönüştürmesini öğreneceğiz. Kısa filmler izleyip genç yönetmenleri keşfedeceğiz, filmleri üzerine onlarla sohbet edeceğiz. Ve tabii ki birlikte barış için, dostluk için şarkılar söyleyeceğiz.
Bu festivalde kendini gülümsetene su dağıtan da var, bedenini bir heykele döndüren de… Sen de kendini sokağın ritmine bırakıp o etkinlikten bu performansa sürüklenebilirsin. Ancak festival programını yanından ayırma, deriz. Ayırma ki katılmayı çok istediğin bir etkinliği unutup kaçırmayasın.
Bize kucağını açan sokağa sarılıyoruz ve onu hep birlikte oyuna, sanata, eğlenceye ve dostluğa buluyoruz. Çünkü biliyoruz ki; sokaklar sadece sahne değil: Sokaklar bizim, sokaklar biziz!
Paylaş